recep tayyip erdoğan ak parti ve sabetayisler |
Sabetayistler AKP'ye kayıtsız şartsız sahip çıkıyorlar. Sabetayist ve Bilderberg mensubu Cengiz Çandar'ın ettiği
"Ne kadara satın alındın bilmiyorum ama.... Ama biz öldük Cengiz'cim. Ve arkamızdan sen "maliyet" dedin bizim için. "
***
13/05/2013
***
Radikal yazarı Cengiz Çandar bugün yazdığı köşe yazısında Reyhanlı'da yaşamını yitiren 46 kişiden bahsederken "maliyet"kelimesini kullandı.
Reyhanlı'da gerçekleşen patlamalardan söz ettiği yazısında, Reyhanlı'da hayatını kaybedenleri "Ortadoğu politikasında 'etkili bir aktör' olmanın 'kaçınılmaz maliyetlerinden biri' olarak görmek" gerektiğini yazdı.
AKP’ye kayıtsız şartsız sahip çıkan Çandar, yapılanların yanlış olmadığını söyledi. Çandar’ın yazısının tepki çeken kısmı şöyleydi:
“Buradan, sakın, "Suriye konusunda yanlış yapıldı. Türkiye, Suriye'den ve Ortadoğu'dan uzak durmalıydı" şeklindeki bozguncu ve Soğuk Savaş dönemi statükoculuğunu benimsediğim sonucu çıkmasın. Türkiye, Suriye'ye ilişkin bir dizi yanlış yapmış olmakla birlikte, bunun alternatifi, Suriye'den ve Ortadoğu'dan 'uzak durmak' asla değildi.
“AKTÖR OLMANIN MALİYETİ”
Bu nedenle, Reyhanlı'daki patlamaları ve şimdiye dek herhangi bir benzeri olayda görülmemiş yükseklikteki can kaybını, Ortadoğu politikasında 'etkili bir aktör' olmanın 'kaçınılmaz maliyetlerinden biri' olarak görmek gerekiyor.
Bu nedenle, Reyhanlı'daki patlamaları ve şimdiye dek herhangi bir benzeri olayda görülmemiş yükseklikteki can kaybını, Ortadoğu politikasında 'etkili bir aktör' olmanın 'kaçınılmaz maliyetlerinden biri' olarak görmek gerekiyor.
Bu, tatsız bir gerçek ama maalesef böyle. Böyle bir maliyetten uzak kalmak için Türkiye'nin Suriye'de olan bitenlerden uzak durması gerekmez miydi?
Hayır, bu mümkün değildi. Türkiye'nin ulaştığı gelişme düzeyi ve uluslararası sistemin içine girdiği kalıp, Ortadoğu'da 'etkili bir aktör' olmaktan öteye ona bir şans tanımıyordu. Bu da kaçınılmaz idi."
ÇANDAR’A AÇIK MEKTUP
Radikal yazarı Cengiz Çandar’ın yazısına en etkili tepki bir Hataylı’dan geldi. Ekşisözlük’te “Cengiz Çandar’a açık mektup” başlığı ile yayınlanan mektupta adeta Çandar’a ders verdi.
İşte o mektup:
İşte o mektup:
“Demin sana mail atmaya çalıştım Cengiz'cim, ama radikal'in sunucuları bana adresini beğenmedik, ulaştıramadık dedi senin için.
Demek hem yorum yapmaya, hem de sitem almaya kapalısın. Bu yüzden kapalı mektubumu, senin yaptığın şekilde, açık açık yazıyorum.
Bak Cengiz'cim, sana bir Hataylı olarak yazıyorum.
Ne kadara satın alındın gerçekten bilmiyorum ama sana satın alınmamış bir kalem olarak birkaç kelam edeceğim.
Reyhanlı, Hatay’da ak Partisi’ne oy çoğunluğunun çıktığı iki üç ilçeden birisi. Geçmişte de MHP'nin kalesiydi burası. Ben bir Samandağlı olarak gurur duyuyorum, çünkü faşist düşünceye biz hiçbir zaman geçit vermedik. Ama Reyhanlılı kardeşlerimiz bu hatadan bir türlü dönemediler.
Orada yaşananlar yüzünden kan ağlıyorum, çünkü siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıt bile olsa, Hatay’dan asla karşıt grup çatışması haberi gelmez, gelmedi, gelmeyecek de. Biz "sağduyulu" konuşmak için sizin gibi satmayız kendimizi, biz zaten sağduyuluyuz. Musevi arkadaşımızın cenazesine sinagogda katılıp, ertesi gün kilisedeki düğüne gideriz. Sünni kardeşlerimizle birlikte oruç tutup teravih namazında saf tutarız. Onlar da bizim ziyarethanelerimize gelip hrisi'mizi yerler. Ama sen hrisi nedir şimdi diye sorarsın, çok yabancı olduğun şeyler çünkü bunlar.
Biz savaşmasını bilmeyiz Cengiz'cim, biz savaşarak bir şeyin elde edileceğine inanmayız. O yüzden referandumla katarsın Hatay’ı Türkiye’ye, savaşarak değil. Çünkü burada cephe açılmadı, açılamaz da. Bu yüzden terörist gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemedik. Dokunmadık. Suriye'nin muhalif askerlerinin Hatay’da ne b.k yediklerini eğer gerçekten bir gazeteciysen araştırır öğrenirsin. Dükkânları yağmalayan, herkesi rahatsız eden, sokakta makineli tüfeğiyle poz verip kendisine ses çıkarana "`biz Erdoğan’ın misafirleriyiz, istediğimizi yaparız`" diyen adamların hikâyelerini ben anlatmayayım sana.
Cengiz'cim. Ortadoğu politikasında etkili olmak istemiyoruz biz. Bizim böyle çorbada tuzumuz da olmasın, kaşığımız da! İstemeyiz!
Ama biz öldük Cengiz'cim. Ve arkamızdan sen "maliyet" dedin bizim için. Şimdi sana soruyorum Cengiz'cim, rica ediyorum, açık yüreklilikle cevap ver kardeşim. Şimdi seni öldürse birisi, bir başkası da arkandan "satılmış kalem olmanın maliyeti bu, mukadderat" dese senin sevenlerin, komşuların ne hissederdi?
Cengiz kardeşim, inşallah aklın başına gelene kadar ölmezsin, inşallah satılmış / korkak bir kalem olduğun için kömürleşerek can vermezsin. Biz satılmadığımız halde, kendimizi satmadığımız, düşüncemizi satmadığımız halde yanarak, kömürleşerek, parçalanarak can verdik. Ama sen umarım bu şekilde can vermezsin.
İnsana değil, hayvana değil, Recep Tayyip Erdoğan'a bile yakışmayan bir ölüm şekli bu. Ama bize yakıştırdınız. Teessüf ederim.”
13/05/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.