Çok yakışmış TRT Belgesel'e ve Yedikıta Dergisi yazarlarından Ahmet Uçar'a...
Ahmet Kemal Öncü, Süleymancılar cemaatinden yıllar önce uzaklaştırıldı. Bu uzaklaştırma, Akademi Dergisi yazarı ben Mehmet Fahri Sertkaya'ya, daha önce uzaklaştırılan AKPKK'lilerin pusu kurup yaptığı gibi, sahte bir metinle değil, merkez sekreteryadan gerçekten çıkan, üzerinde oynanmamış gerçek bir kararla/metinle yapıldı. Merhum büyüğümüz Arif Ahmet Denizolgun uzaklaştırmıştı.
Uzaklaştırıldığına dair karar, bize kurulan pusuda yapıldığı gibi müesseselerimizin ancak yarısında değil, bütün müesseslerimizde, bütün kardeşlerimize, yıllar önce okundu. Memleketi Afyon'da okunurken de, gerçek bir hizmet adamı olan ve bizleri çok yıllardır çok yakından tanıyan muhterem babası o mekandaydı. Sessizce dinledi, İtiraz etmedi. Sitem dahi etmedi. Etmez de...
Ahmet Kemal Öncü, neden uzaklaştırıldığını soranlara ''Cemaatimdeki büyük büyük hataları, büyük harflerle yazdığım için uzaklaştırıldım'' şeklinde karşılık verdi. Yazışmalar hala bizde duruyor, ''Neymiş o büyük hatalar?'' soruları karşısında ise afalladı, karşılık veremedi. Laf dolaştırdı. Zaten hiçbir yerde bu manada, iddia ettiği şekilde bir şeyler yazmışlığı da yoktu.
Daha sonraki süreçte aynı soruyu soran başka birilerine ''Ben uzaklaştırılmadım. Bütün müesseselere serbestçe girip çıkabiliyorum'' şeklinde yazılı karşılık verdiğine dair de ekran görüntüleri elimizde.
Uzaklaştırılmasına sebep olan çirkin işleri çok sayıda, türlü türlü... En son, Akademi Dergisi'nin dibini oymaya çabalıyor, bunun için çok gayret ediyordu ve bizimle iletişimi varken, yüzümüze gülerken, bizimle telefon görüşmeleri yapıp bizi yüzümüze karşı methederken, gerçek dışı iddialar ve iftiralar ile arkamızdan milleti dolduruşa getiriyordu. Kendisi ile aynı tıynette olanların hepsinin yaptığı gibi, Akademi Dergisi gibi bir hizmete karşıt olabiliyor, bunca güzellikten, hizmetten nasiplenmeyebiliyor ve hiçbir hatasını bulamadığı Akademi Dergisi hakkında, gerçek olmadığını bildiği halde ''Merkezimizin izni yok.'' diyebiliyordu. Oysa o merkez yıllar boyunca yapılan binlerce şikayete rağmen, aralarında Ali Eren hocanın da bulunduğu çok sayıda kişinin şikayetlerine rağmen Akademi'yi hiçbir zaman yasaklamamıştı ve işte merkezimiz o tarihte kendisini yasakladı. Ali Eren hocayı da yasaklamadı belki ama iyice geri çekti, zararına mani oldu. Akademi Dergisi, Cübbeli Ahmet Hoca denilen lüzumsuz herifin çıkarttığı fitneden sonra da yasaklanmadı. Ayrıca Cübbeli'nin elinde görülen şikayet dilekçesi de gerçek değil. Üzerine geçen bir sene sonra bile, defalarca sorduğumuz, "Hani ne oldu dava? Hani merkezimiz bizi dava etmişti? Bize şunun takip numarasını bari ver?'' dediğimiz halde susup duruyor. Ama o da tıpkı Ahmet Kemal Öncü gibi gerçek olmadığını kesin bildiği şeyleri iddia etmeye, kasten fitne çıkartmaya devam ediyor. O yalan, iftira, hakaret, hedef gösterme, fitne teşebbüsü dolu videosunu da 'Cübbeli Ahmet Hoca Resmi Youtube Kanalı'ndan kaldırmıyor. İnsanlardan da utanmıyor, Allah'tan da korkmuyor. Bu fitnenin ateşine büyük bir memnuniyetle odun taşıyan, tıpkı ismi geçen bu şahıslar gibi çirkin işler yapmakla suçlanan Topkapı Hukuk'tan Salih Torun ve Ömer Çiğil isimli avukatların da karşımızda düştükleri hallerini, kendilerini bile savunamadıklarını, telefonlarımıza bile çıkamadıklarını, merkezin talimatı olmadan hazırlayıp Cübbeli'nin eline verdikleri şikayet dilekçelerinin arkasında bile duramadıklarını, telefonla arayınca biz olduğumuzu anladığı anda Salih Torun'un panik hali ile telefonunu kapatışını ve ayrıntılı anlatsak uzun gidecek şeyleri sayfalardan aylar boyunca herkes takip etti. Arama motorunda bunları aratın, hemen bulacaksınız.
Gümüş Hilal isimli, gerçekten var mı yok mu halen belli olmayan ve yardım derneği görünümlü derneğinin, resmi vesikalarını istemiştik Ahmet Kemal Öncü'den ve derneğin yardım toplama yetkisine dair resmi vesikaları istemiştik. Yıllardır ne kadar yardım topladığını, nerelere dağıttığını sormuştuk. Son derece medeni şekilde sormuştuk. Onunla birlikte yurt dışında hizmet eden arkadaşları ile iletişim kurmuştuk ve son derece rahatsız edici iddialar ile karşılaşmıştık. O ise kendisine sorunca 'Şimdi Mauritus'tayım. On güne gelip her şeyi ispat edeceğim. Hakkımda yazılanların hepsi iftira'' diyeli 3-4 yıl oldu, hala ispat edecek... Oysa kendisine yazıp soranlara bu cevapları verirken ''Buraya gelmene ne gerek var? Yap bir tarama, evrakları paylaş internetten, hatta resmi belgelerdeki bilgileri yaz, biz soralım dernekler masasına ve hemen şimdi bu zandan kurtul'' demiştik.
Kendisi hakkında yaptığımız paylaşımlar karşısında çaresiz kalınca, son çare olarak, film eleştirmeni görüntüsünde bir yakın arkadaşı üzerinden bize uzun bir yazı yazarak, bu tıynetteki herkesin yaptığı gibi aşırı derecede abartılı bir sevgi, dostluk, kardeşlik, incelik, yardımlaşma vurgusu yapmışlardı. Bu da tutmayınca, hukuka gideceğini, dava edeceğini söyleyen Öncü, davacı falan olamadı. Olamaz da... Çünkü bizde her şey ispatla... Ve davacı olsa kendisini içeride bulurdu, bulur.
EN ENTERESAN OLANI ise, bu adamın hakkında sadece gerçekleri yazıp paylaştığımız halde, her yazdığımızı somut şekilde ispat edebildiğimiz halde, herif kendini bile savunamaz hale yıllardır düşüp de o halden kurtulamadığı halde, Facebook'un bu şahsın şikayetini derhal dikkate alıp, bize savunma ve itiraz hakkı bile tanımayıp, içinde hiçbir suç unsuru ya da topluluk kuralı ihlali bulunmayan paylaşımlarımızı kaldırması ve 30 gün paylaşım engeli koyması...
Gerçek sahibi CIA olan Facebook'un, bir CIA projesi olan AKPKK'yi nasıl kolladığını bu güne kadar yüzlerce somut örnekle gözler önüne serdik. Bunu bütün Türkiye biliyor. Süleymancılar cemaatinden resmi yazı ile kovulan Ahmet Kemal Öncü'nün de yolumuzdan kovulanların nerede ise tamamında olduğu gibi AKPKK destekçisi olduğu, ölümüne AKPKK'li olduğu da biliniyor. Etrafında, dinimizi dünya menfaat ve siyasetine alet eden çok sayıda AKPKK'li olduğu da biliniyor. Şu sıralarda CIA ve MOSSAD'ın, ülkemizdeki Sünni cemaat ve tarikatları ele geçirme planını, AKPKK üzerinden, GÖTÜRGEV (Türgev) üzerinden, Ensar Vakfı üzerinden, Maarif Vakfı üzerinden, Gönüllü Teşekküller Vakfı üzerinden, Turan Kıratlı, Zeki Çalışkan, Şevket Tandoğan, Nurettin Akman gibi Süleymanlılar cemaatinden kovulmuş kişiler üzerinden yürüttüğü biliniyor. Belki de bu yüzden olsa gerek, cemaatten bu şahıslardan daha sonra kovulanlara, Ahmet Kemal Öncü gibilere de ayrı bir önem mi veriliyor?
Bu paylaşım da Facebook'tan kaldırılırsa, anlayacağız ne olduğunu ve bu defa Ahmet Kemal Öncü'yü ve çevresini ve Facebook sorumlularını, haklı olarak çeşitli suçlamalar ile dava edeceğiz. Sıkıldık çünkü. Bu ülkede, derneğinin gerçek olup olmadığını, topladığı paraları ne yaptığını dört sene boyunca ispat edememiş ve cemaatinden bile kovulmuş adamları tenkit ve ifşa edemeyeceksek, insanları ikaz edemeyeceksek, yıkılsın bu düzen, kopsun inceldiği yerden. Altta kalanın da adı çıksın.
Hukukun ırzına geçen AKPKK, şikayet dilekçelerimizin de TAMAMINI sümen altı ettiriyor ama nereye kadar ettirecek? Neticede o dosyalar birkaç sene sonra olsa bile mutlaka ama mutlaka işleme alınacak ve gereği yapılacak.
Bir Siyonist pususu ve CIA+MOSSAD projesi olan AK Partinin hükumet olması ile düzeldiği zan edilen ama tam anlamı ile CIA'nın projelerine alet edilen kurumlardan biri olan TRT'de, bu derece sorunlu bir kişi olan Ahmet Kemal Öncü'nün, gerçekte ne olduğu meydana çıktıktan yıllar sonra bile, hususi programlara çıkartıldığını, uzun uzun reklam edildiğini görüyorsunuz.
Beyaz Kalpler Ülkesi Afrika - Ahmet Kemal ÖNCÜ
Okyanustan Gelen jenerik
Jumma Masjid/Mauritius - Ahmet Kemal Öncü
Ahmet Kemal Öncü'nün ağabeyi Ahmet Ferruh Öncü'nün sosyal medya faaliyetleri
Ahmet Kemal Öncü'nün ağabeyi Ahmet Ferruh Öncü'nün, bazı sosyal ağ paylaşımları ve Zeki Çalışkan ile hukuku... Süleymancılar cemaatinden uzun yıllar önce kovulan ve yoluna AK parti ile devam eden ve o günden bu güne çok büyük sıkıntılara sebep olan hatta Arif Ahmet Denizolgun merhumun alemi değiştiği günden, devam eden aylar boyunca da yine çok büyük sıkıntılara sebep olan, AKPKK ve CIA adına cemaati bölmek isteyen kişilerle, gruplarla, dernek ve vakıf görünümlü suç örgütleri ile yakın olan Avukat Zeki Çalışkan'ın profilinde yaptığı bir yorumu görüyorsunuz. Böyle bir Zeki Çalışkan'a, daha birkaç ay evvel bile yeniden nelere nelere teşebbüs etmiş ve Akademi Dergisi'nde zararına mani olmak için çırpındığımız Zeki Çalışkan'a 'Ağabey' diyerek hitap edebiliyor. Avukat Zeki Çalışkan'ın kim olduğunu, neler yapabildiğini, halen nelere teşebbüs edebildiğini, bütün Süleymancılar bilir ve kendisinden nefret ederler. Son zamanlarda Zeki Çalışkan'ı ve çevresini deşifre eden çok yüksek sayıda paylaşımı Akademi Dergisi'nde paylaştık. Aratarak bulabilirsiniz.
Büyütmek için tıklayın |
Büyütmek için tıklayın |
ÇOK SAYIDA PAYLAŞIMINI PANİK HALİ İLE SİLMİŞTİ
Ahmet Kemal Öncü'nün kirli dernek işlerini yıllar önce deşifre ettiğimizde, ispatlayabildiğimiz gerçekleri inkar yolunu tuttu. Bir yandan şahitleri ile anlattığımız çirkin işlerini inkar ederken, bir yandan da şahsi profilinden, sayfasından ve Gümüş Hilal Derneği isimli sayfasından, yardım toplamaya yönelik bütün paylaşımlarını, duyurularını kaldırdı.
Bir gün içinde bu çeşit paylaşımlarını yok etti. Üzerine geçen yıllar boyunca da söz konusu profili, kendi adına açık olan sayfası ve sözde dernek sayfası üzerinden açıkça yardım/bağış talebinde bulunamadı. Öyle ki Ahmet Kemal Öncü bir yandan kendini meşhur etmek gayretine tam gaz devam ederken, bir yandan akıl almaz şekilde TRT'de bile kendisine uzun uzun yer verilirken, bu kendine ait sayfaları ister istemez pasif hale getirmek, geri çekmek zorunda kaldı.
Kayıt ettiğimiz bu ekran videosu 25 Haziran 2017 tarihine ait. Sadece birkaç paylaşım geriye gidildiğinde bile 2013'e kadar geri gidiliyor ve aradaki çok sayıda paylaşımın kaldırıldığı ve deşifre olduktan sonraki süreçte sayfanın etkin şekilde kullanılamadığı anlaşılıyor.
Sosyal medya hesaplarından, yardım toplama ilanlarını tek tek temizleyen Ahmet Kemal Öncü, bunları kaldırmayı unutmuş. Aralarında 2013 yılına ait paylaşımlar da var.Kırmızı okla işaretlediğimiz yerlere dikkat edilsin.
Dikkat! Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi
(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)